Welcome to Our Website

600 bin hayalet eve ek emlak vergisi geliyor

Ferit PARLAK

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda birinci vergi paketinin görüşmeleri dün başlandı. DÜNYA Gazetesi bu dönemde ikinci vergi paketinin detaylarına ulaştı. Alınan bilgiye göre, ikinci vergi paketinde öncelik “gayrimenkul”ün vergilendirmesi olacak. Kiralar ve gayrimenkul alım satımında uygulanacak yeni vergi oranlarını belirlemek amacıyla, etki analizleri ile yapılan çalışma son aşamaya geldi.

Buna göre, konut ve ofis alım satımında ve kiralamasında piyasa değeri üzerinden vergi alınması ve konutunu, alımdan sonraki 3 yıl içerisinde satanlardan 2 kat, 5 yıl içerisinde satanlardan 1 kat daha fazla vergi alınmasının ikinci vergi paketine dahil edilmesi kesinleşti. Ayrıca, ikinci ve daha fazla evi olanlardan “kademeli yükselen” ilave emlak vergisi ve hayalet ev olarak adlandırılan 600 bin boş konuttan “ek emlak vergisi” talep edilecek.

230 bin lojmanda kira fiyatı düzenlemesine gidilecek

Kira gelirini beyan etmeyen veya eksik beyan edenler için de ceza tutarları arttırılacak. Aynı şekilde kira giderini beyan etmeyenlerin de ceza tutarları artırılacak. Sayısı 230 bini aşan lojmanlarda da “kira fiyatı” düzenlemesine gidilecek. Lojmanlar, piyasadaki kira değerine göre yüzde 20 fiyat avantajıyla kullandırılabilecek.

Bu nedenle lojman olan bölgelerde fiyat araştırması yapılacak. Denetimin yoğunlaşacağı öncelikli alanlar da belirlendi. Kazancına göre kayıp, kaçak ve kayıtdışılığın fazla olduğu alanlar olarak belirlenen büfeler, güzellik salonları, estetisyen ve doktorlar, kuaförlere denetimde öncelik verilecek.

Vergi ve sosyal güvenlik alanına ilişkin düzenlemelerin yasalaşmasıyla oluşacak mali etki analiz edildi. Buna göre, kısa vadeli sigorta kolları prim oranının yüzde 2,25 olarak belirlenmesiyle SGK’nin gelirlerinde yüzde 12,5 artış sağlanacak. Yurt içi asgari kurumlar vergisi uygulamasına yönelik düzenlemeyle yıllık ilave 70 milyar lira gelcek. Yurt dışına çıkış harcının 500 liraya çıkarılmasının yıllık gelir etkisi 4,3 milyar lira olacak.

SGK’nın gelir yüzde 12.5 artacak

En düşük emekli aylığının 12 bin 500 liraya yükseltilmesini de içeren Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne ilişkin etki analizi yapıldı. Buna göre, düzenlemeler kapsamında hayata geçirilmesi beklenen, ticari olmayan gezi, eğlence, spor gibi faaliyetlerde kullanılan deniz taşıma araçlarına limanlarda verilen kiralama, bakım gibi hizmetlere KDV istisnası uygulanmaması ve mevcut istisnanın kısmi istisnaya dönüştürülmesi halinde de yıllık toplam etkinin 5,4 milyar lira olacağı tahmin ediliyor.

Kanun teklifiyle, serbest bölgelerde faaliyet gösteren kurumların yurt içine yaptıkları satışlardan elde edilen kazançlara tanınan gelir ve kurumlar vergisi istisnasının kaldırılması, sadece bu bölgelerde imal edilen ürünlerin yurt dışına satışından elde edilen kazançların gelir veya kurumlar vergisinden müstesna olması öngörülüyor. İstisnanın ihracat ile sınırlandırılması durumunda 2025 yılı için 2,5 milyar lira gelir etkisi olması bekleniyor. Düzenleme kapsamında kısa vadeli sigorta kolları prim oranının yüzde 2,25 olarak belirlenmesiyle SGK’nin gelirlerinde yaklaşık yüzde 12,5 artış sağlayabileceği tahmin ediliyor.

33,2 milyar liralık maliyet

Bu yılın mart ayı verilerine göre kısa vadeli sigorta kollarına tabi olup prim oranı yüzde 2 olan 18 milyon 225 bin 229 sigortalı bulunduğu, yüzde 2 olan kısa vadeli sigorta prim oranının yüzde 2,25 olması halinde tüm sigortalıların prime esas kazanç alt sınırı üzerinden bildirildiği varsayımı altında prim gelirlerinde aylık 911 milyon 375 bin 357 lira, beş aylık dönemde yaklaşık 4,6 milyar lira, bir yıllık süreçte ise yaklaşık 10,9 milyar lira artış olması öngörülüyor.

En düşük emekli aylığı düzenlemesiyle aylıkları yükseltilecek kişi sayısının 3,7 milyon olacağı; en düşük emekli aylığı ödeme tutarının 2024 yılı temmuz ödeme dönemi itibarıyla 12 bin 500 liraya yükseltilmesi halinde 2024 yılı için 33,2 milyar lira maliyet öngörülüyor.

Düzenleme kapsamında, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikle, Türkiye’de kurulmuş olmaları şartıyla kurumlar vergisinden istisna tutulanlardan taşınmazlara yatırım yapan fon ve ortaklıkların, ticari mal niteliğinde olanlar dahil sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların yüzde 50’sinin, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen ikinci ayın sonuna kadar kar payı olarak dağıtılması gerekecek. İstisna kazancın yüzde 50’sinin dağıtıldığı varsayımında, ortaklara dağıtılan kar paylarından alınacak gelir ve kurumlar vergisinin etkisinin 7,2 milyar lira olması bekleniyor.

Etki analizine göre yap-işlet-devret modeli ile kamu özel işbirliği projeleri kapsamında elde edilen kazançlar dan alınan yüzde 25’lik kurumlar vergisi oranı yüzde 30’a çıkarılacak. Böylelikle 557 milyon lira kurumlar vergisi etkisi oluşacak. Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yurt içi asgari kurumlar vergisi uygulamasına yönelik düzenleme yapılması durumda 62 bin kurumlar vergisi mükellefinin etkilenmesi ve ilave 70 milyar liralık yıllık gelir etkisi olması bekleniyor.

Çok uluslu şirketlerden 40 milyar TL gelir

Çok uluslu şirketlerde küresel asgari kurumlar vergisi uygulamasına yönelik düzenlemelerin bütününden de 40 milyar lira gelir etkisi tahmin ediliyor. Yurt dışına çıkış harcının 500 liraya çıkarılmasıyla 2023 yılındaki gibi 8 milyon 743 bin kişinin yurt dışına harç ödeyerek çıkış yapacağı varsayımıyla yıllık gelir etkisinin 4,3 milyar lira olacağı tahmin ediliyor.

“Vergi barışı” literatürden siliniyor

Uzlaşma yoluyla vergi borcunun silinmesi veya vergi affı gibi uygulamaların gerçekleşmemesi için de kararlı adımlar atılacak. TBMM’ye sunulan Torba Yasa Teklifi’nde bu hedefe yönelik adımların ilki atılmış ve artık uzlaşmaların vergi aslı üzerinden yapılmamasını sağlayacak madde teklife eklenmiş, sadece cezaların/faizlerin uzlaşma kapsamına girebileceği vurgulanmıştı. İkinci pakette, uzlaşmadan sonra gerçekleşebilecek olumsuzluklara yönelik “maddi/manevi yüksek ve caydırıcı cezalar” uygulanması için çalışma yapıldığı da öğrenildi.

Bu uygulamalarla, “vergi affı” gibi Türkiye’ye özgü, sisteme/güvene zarar veren ve haksız rekabete neden olan uygulamaların ortadan kaldırılması hedefleniyor. Vergi Usul Kanununda yer alan cezalarda da rekor artış planlanıyor. Tamamen kayıt dışı olan, hiç mükellefiyet tesis ettirmeden kazanç elde edenle, kayıtlı olup vergi kaçıranların cezaları arasında da farklılaşmaya gidilecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir